Söz konusu unutmanın, kirletmenin form, suret ve tekniği de tekrar birebir yerlerde şöyle sıralanmıştır:
Puta tapmak; canlı suları bırakıp, kendi yaptıkları sarnıçların suyunu içmek; halkının bir kısmını diğerlerine köle yaparak terk etmek; yozlaşmak; namustan yoksunlaşmak; dişi bir deveyken yaban eşeğine dönmek; hırsızların utancını giyinmek; diğerlerini azaba tabi tutmak; Tanrı’nın koyduğu hadleri (Sina Ahdi’ni / On Emr’i) çiğnemek; çok bir nankörlükle Tanrı’ya ihanet etmek ve O’nu tümüyle unutmak…
İsrailoğulları bunlara bağlı olarak -yukarıda da zikrettiğimiz şekliyle– belayı, şahsen kendi iradeleriyle seçmiş, elleriyle ona yapışmış ve kendilerini kararı altına alması için yalvara yakıla onu davet etmişlerdir.
“Ey insanoğlu, Hükümran Rab (…) şöyle diyor: Son yaklaştı! Ülkenin dört köşesinin sonu geldi. Senin de sonun geldi! Senin üzerine öfkemi yağdıracağım. Yaptıklarına nazaran seni yargılayacak, bütün iğrenç uygulamalarının karşılığını vereceğim. Sana acımayacak, seni esirgemeyeceğim. Yaptıklarının ve sendeki iğrenç uygulamaların karşılığını vereceğim. O vakit benim Rab olduğumu anlayacaksınız. (…)
Yıkım! (…) İşte geliyor. Ey ülkede yaşayan halk, yıkıma uğrayacaksın. Yıkım vakti yaklaştı! Gün yakın! Dağların üzerinden sevinç sesi yerine karışıklık sesi geliyor. Çok yakında kızgınlığımı üzerine boşaltacak, sana duyduğum öfkeyi üzerine dökeceğim. Yaptıklarına nazaran seni yargılayacak, bütün iğrenç uygulamalarının karşılığını vereceğim. (…)
İşte o gün! Gün yaklaştı! Yıkım hazır. Değnek çiçeklendi, gurur tomurcuklandı. Zorbalık ayaklanıp berbatlığın sopası oldu. Halktan, o kalabalıktan kimse kalmayacak; mallarından, görkemlerinden bir şey kalmayacak.
Son yaklaştı! Gün geldi! Alıcı sevinmesin, satıcı üzülmesin. Zira öfkem bütün halkın üzerine yağacak. Satıcı yaşadığı sürece sattığını geri alamayacak. Zira herkesi ilgilendiren bu görüm değiştirilmeyecek. İşlediği günahlar yüzünden kimse canını koruyamayacak. Borazan çalındı, herkes hazır, lakin kimse savaşa gitmeyecek. Zira öfkem bütün halkın üzerindedir.
Gelelim, kuzeyden indireceği yıkımda hangi kavmin Tanrı’ya el olacağına!
Muvahhit Museviler onun Türk kavmi olacağına inanıyor.