Bir evvelki yazıda değinmiştim. Trump dış yardımları katıca DEAŞ’lıların tutulduğu,
El Hol kampında vazifeli Amerikalı kuruluşlar, kampı terk etti.
Fikri takip için mevzunun perde ardına bakarken yeni ve değerli bir bilgiyle daha karşılaştım:
ABD, daha
evvel
terör
örgütü
PKK’ya, DEAŞ’la uğraş kisvesiyle dağıttığı silahları toplamaya başlamış.
Bu bilgi NBC’nin geçtiği “
Suriye’den
çekilme
planı
” haberiyle üst üste geldi. Ayrıntıları aktaracağım lakin evvel, öbür bir kıymetli hususta elde ettiğim bilgileri paylaşmalıyım.
PLAN DAMAT KUSHNER’E AİTMİŞ
ABD Başkanı Trump, Filistinlilerin Ürdün ve Mısır’a sürülmesini istiyor. “ABD, Gazze şeridini devralacak” diyor. Şunu da ekliyor: “Henüz bir karar almasak da İsrail’in Batı Şeria’daki egemenliğini tanımayı düşünüyoruz.”
Trump’ın bu irrasyonel teşebbüsü, işgalin ilhaka evrilmesidir
. Filistin’i ortadan kaldırma planıdır.
ABD Başkanı Trump’ın, İsrail
Başbakanı Netanyahu
ile görüşmesinde açıkladığı bu plan sürpriz değil. Milletlerarası görüşmelere vakıf bir kaynağım dedi ki…
“Gazze’de sürgün fikri damat J. Kushner’indir.
Bu plan birkaç yıldır, kapalı toplantılarda lisana getiriliyordu.” Bilhassa 2019’da bölgeyle ilgili nelerin konuşulduğunu yazmıştık (Bakınız;
Jeopolitik Sürpriz: ABD, Rusya ve
İsrail
Nasıl Anlaştı?
Nisan 2024
).
İsrail
Genelkurmay eski Başkanı Halevi’nin i
tiraf ettiği üzere, İsrail 7 Ekim ataklarını “yıllardır beklediği fırsat” olarak gördü ve maksimalist planlarını hayata geçirmeye başladı.
ANKARA’DAN YARDIM İSTEDİLER
Trump’ın sürgün teklifi, bu planların kesimidir. Neyse ki bölgesel/küresel seviyede önemli bir reaksiyon var. Geri adım gelebilir. ABD Başkanı’nın “Gazze’deki ateşkesin devam edeceğini söyleyemem” çıkışı ise blöftür. Çatışma
mümkünlüğü, bölge
ülkeleri
ve Filistinliler
üzerinde
bir baskı aracı olarak kullanılıyor.
Ölümü gösterip sıtmaya razı etmeye çalışıyorlar. Ateşkesin sağlıklı yürümesi ilhak hesabını bozabilir. Zira ateşkesin bir sonraki adımı iki devletli tahlil baskısıdır. Ankara bu yüzden ateşkesin sürmesi için kritik roller üstleniyor.
Bir örnek vereyim. İsrail, özgür bıraktığı
Filistinlilerden 186’sının konutlarına dönmesine karşı
çıktı. Bu şahıslardan 36’sını Mısır aldı. 20 kadarı Katar’a gidecek. 15’ini Türkiye konuk edecek. Geri kalanın makul ülkelere gönderilmesi için
Filistin tarafı Ankara’dan yardım talep etti.
Hamas üyelerinin gidecekleri ülkelerde İsrail tehdidi ile karşılaşmaması, baskı ve takibata uğramaması gerekiyor. Bu kapsamda Ankara dört ülkeyle ağır görüşmeler yapıyor.
O HABER TESADÜF MÜ?
Netanyahu ise haritaların tekrar çizilmesinden bahsediyor. Bu yalnızca Filistin’le ilgili bir bahis değil. İsrail,
Suriye’nin geleceği ve oradaki terör yapılanmasının ne olacağıyla da yakından ilgileniyor.
İsrail Başbakanının ABD’ye gittiği gün,
Suriye Cumhurbaşkanı
Şara’nın Ankara’ya gelmesi bu yüzden sürpriz sayılmaz.
Şara’yı taşıyan uçak Ankara’ya yaklaşırken,
Reuters
ilginç bir haber geçti.
Türkiye ile Suriye’nin savunma anlaşmasını
ele aldığı, Suriye’de hava üsleri kurulacağı, bu kapsamda ülkeye F-16’ların konuşlandırı-lacağı ileri sürüldü. Haber bir “bölgesel istihbarat yetkilisine”, Şam’da bulunan “yabancı bir güvenlik kaynağına” ve Suriyeli bir güvenlik uzmanına dayandırıldI. Bölgesel istihbarat yetkilisinin
MOSSAD’la irtibatlı olduğunu
söyleyebilirim
. Türkiye’nin Suriye’deki faaliyetlerini yakından izliyorlar.
İSRAİL’İN SİSTEMİ BOZULDU
Çünkü -aksi argüman edilse de- Suriye’de rejim değişikliği İsrail’in hesaplarını bozdu. Esad Şam’dayken, İsrail uçakları Suriye hava alanını sorgusuz kullanabiliyordu. Bunu Rusya ile kurdukları düzenek sayesinde yapabiliyorlardı.
Suriye’de artık Rusya yok.
Rejim devrildikten sonra boşluktan yararlanan İsrail, Suriye’nin askeri altyapısına hücumlar düzenledi.
Bu saldırgan tutumundan artık uzak duruyor.
Bu sürecin devam edeceğini öngörüyorum.
İsrail, terör örgütü PKK/SDG ile dirsek temasında. ABD idaresinden bu kapsamda birtakım talepleri olduğunu biliyoruz. Ancak
Trump
, İsrail’in
beklentileri konusunda kompartmantasyon yapıyor.
Filistin’de İsrail’in güdümünde lakin İran’da ayrışma başlıyor (Trump tam da yazdığımız üzere İran’a azamî baskı kararnamesi imzaladı ancak birebir vakitte nükleer müzakereler için açık kapı bıraktı. İsrail, “Vuralım” istiyor.)
ABD’NİN TOPLADIĞI SİLAHLAR
Suriye’nin kuzeyinde durum Ankara’nın beklentisi tarafında rotaya girmişe benziyor. NBC farklı bir haber geçti. Buna göre
ABD Savunma Bakanlığı, Suriye’den
çekilmek üzere
planlama yapıyor
. Senaryolar 30, 60 ya da 90 günlük olarak hazırlanıyor. Çekilme ölçeği için “tam çekilme” tabiri kullanılıyor.
Buna ek bir bilgi daha vereyim.
ABD, terör
örgütü
PKK’ya verdiği silahları toplamaya başladı.
Topladıkları silahların bir kısmını üslerine, bir kısmını da Irak’a taşıyorlar. Ağır silah ve zırhlıları orada tutmaya devam ediyorlar. Muhtemelen Şam’a gözdağı vermek, caydırıcılığı korumak istiyorlar. Bir kaynağım diyor ki, “Artık ABD alanda attığı adımlarla ilgili Ankara’ya ayrıntılı bilgi veriyor.”
DEAŞ’A KARŞI BÖLGESEL KOALİSYON
Terör örgütü PKK, DEAŞ tehdidini bir şantaj olarak kullanıyor. Lakin
DEAŞ’a Karşı Memleketler arası Koalisyon
Irak’tan çekilme kararı aldı, Suriye bahsi henüz bağlanmadı.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan
, Türkiye, Suriye, Ürdün ve Irak’ın DEAŞ’la ortak gayret görüşmeleri yaptığını açıkladı. Bir nevi
DEAŞ’a Karşı Bölgesel Koalisyon
kurulması amaçlanıyor.
Bölgede vakit terör
örgütü
PKK/SDG aleyhine hızlanıyor.
Şam’ın uzattığı eli tutmaktan diğer seçenekleri kalmayacak.
