Geçtiğimiz Perşembe Pentagon Basın Sözcüsü
Tümgeneral Pat Ryder
gazetecilere yaptığı açıklamada Suriye’de 2 bin Amerikan askeri olduğunu söyledi. Halbuki daha evvel yapılan açıklamalarda sayının “900” olduğu bildirilmişti. Ryder bu sayıların neden çeliştiğine dair tatmin edici bir açıklama getirmedi. Ryder güya ‘keşif’ yaparak bu sayıya ulaşmış üzereydi.
General Ryder 1100 askerin
Beşşar Esad
’ın devrilmesinden evvel Suriye’de olduklarını belirtmekle birlikte bu askerlerin tam olarak ne vakit gönderildiklerine de açıklık getirmedi. Rakamlardan Savunma Bakanı
Lloyd Austin
’in haberdar olduğunu söyleyen Ryder, “A
BD Merkez Kuvvetler(CENTCOM)
” Kumandanı
Michael Kurilla
ile konuşmadığını da belirtiyordu.
Ryder gazetecilerin yeni rakamdan ABD Başkanı Biden’ın haberi olup olmadığı sorusuna ise Beyaz Saray ismine konuşmayacağını söyleyerek yanıt veriyordu. Ryder’ın kelamlarına Beyaz Saray’dan rastgele bir açıklama gelmemesiyse Biden’ın bu sayılardan da haberinin olmayabileceği formunda yorumlanıyor. Özetlemek gerekirse Ryder’ın yaptığı açıklamalar başlarda “
cevaplardan
” daha çok “
soru işaretleri
”nin dolaşmasına yol açmış bulunuyor.
Donald Trump
birinci başkanlık periyodunda olduğu üzere artık de ABD askerlerini Suriye’den çekeceğine dair önemli sinyaller veriyor. 2018’de Savunma Bakanı
James Mattis
, Trump’ın Suriye’deki askerleri çekeceğine dair kararına reaksiyon olarak istifa etmişti. Mattis’in akabinde ABD’nin
Suriye Özel Temsilcisi Brett McGurk
de vazifesinden ayrılmıştı. Trump, ABD’nin Suriye’de askeri misyonunu tamamladığını savunurken Mattis ve McGurk aksini sav ettiler.
Trump “
Başkanlığım periyodunda Suriye’de bulunmamızın tek nedeni olan DEAŞ’ı yendik
” demişti. Trump başka bir paylaşımındaysa “
Donald J. Trump
dışında rastgele biri Suriye›de
DEAŞ’ı yok ettikten sonra askerlerimizi (mutlu ve sağlıklı bir şekilde) konuta geri getireceğimizi açıklasaydı, o kişi Amerika’daki en tanınan kahraman olurdu
” diyerek yakınmıştı.
Sadece Cumhuriyetçiler değil birçok Demokrat da Trump’ın asker çekme kararına reaksiyon göstermişti. Cumhuriyetçi şahin senatörler
Marco Rubio
ve
Lindsey Graham
da Trump’ı eleştirenler ortasındaydılar. Şimdiyse Trump tarafından Dış İşleri Bakanlığına aday gösterilen Rubio’nun Suriye’deki ABD askerlerinin çekilmesi konusunda nasıl bir tavır izleyeceği meçhul. Trump’ın Suriye’den asker çekme kararına reaksiyon göstererek “
Suriye Özel Temsilcisi
” misyonundan istifa eden Brett McGurk’ün ise Ocak 2021’de, ABD Başkanı Joe Biden tarafından “
Orta Doğu ve Kuzey Afrika Koordinatörü
” olarak görevlendirildiğini hatırlatmak gerekiyor..
Trump Suriye’den bir ölçü asker çekmişti çekmesine lakin geride kalan asker sayısı konusunda kendi adamları tarafından yanıltıldığı daha sonra ortaya çıkmıştı. Brett Mcgurk’ün yerine getirilen
James Jeffrey
, Trump’ın Kasım-2020 seçimlerini kaybetmesinden sonra yaptığı açıklamada “
Yönetimin Suriye’de ne kadar askerimizin olduğunu tam olarak anlamaması için daima ayak oyunları yapıyorduk
” demişti. Jeffrey, Trump’ın Suriye’deki asker sayısını “200” olarak bildiğini, gerçek rakamınsa çok daha fazla olduğunu belirtiyordu.
ABD’nin Suriye’de asker bulundurmaya devam etmesinde “
CENTCOM
”un tesirli olduğu söyleniyor. Gerçekten CENTCOM Komutanıyken 2013’de emekliye ayrılan James Mattis Ocak 2017’de Trump tarafından Savunma Bakanı yapılmıştı. Halihazırda Savunma Bakanı olarak vazife yapan Lloyd Austin de 2016’da CENTCOM Komutanlığı vazifesinden emekliye ayrılmıştı.
Sonuç olarak söylemek gerekirse, Trump 2018’deki Suriye’ye ait tavrını büyük ölçüde devam ettiriyor. Fakat Biden Yönetimi’nin üst seviye ulusal güvenlik ve savunma yetkililerince yapılan açıklamalardaki alt metinleri dikkatlerden kaçırmamak gerekiyor.
Bu alt metinler ABD’nin Suriye’deki askerlerini ucu açık bir biçimde tutmaya niyetli olduğunu gösteriyor. ABD’nin Suriye’de ne vakte kadar asker tutmayı plânladığı ve hangi şartlarda buna son verileceği konusunda şimdiye kadar net bir açıklama yapılmadı. Suriye’de şartların esaslı bir biçimde değişmesine karşın ABD askerleri Suriye’de kalmaya devam ediyor. Alt metin okumaları ABD’nin Suriye’deki askerî varlığının kendi başına bir emel olduğu kanaati uyandırıyor. Başka her şeyse bu hedefi yasallaştırmaya yönelik bir kurmaca üzere görünüyor.
