Kongre de bitti hakikaten. Geçtiğimiz mahallî seçimlerden beri dillendirilen “AK Parti’de değişim olacak” cümlesinin de, -kabine değişikliği hariç- sonuna gelinmiş olundu böylelikle. Kongreden 3 yeni lider yardımcılığı ihdası ile 9 yeni isim çıktı. AK Parti’nin MKYK’sında da yüzde 50’ye yakın bir değişim gerçekleşti.
Ercan Yıldırım, kongreden evvelki cuma günü şu tweeti atmıştı: “AK Parti idaresi, kabine ve aşikâr bürokrasinin büyük oranda değişmesi bekleniyor. Bakalım yeni AK Parti ve kabineyi Erdoğan kendisi üzere içeride ve dışarıda operasyon yapan, cevval, kaliteli, enternasyonalist isimlerden seçip zihniyetini kadrolaştırıp köklendirecek mi; yoksa kelam olmayan, topa giremeyen, düşük profillerle devam edip fon değişikliği mi yapacak? Umulur ve beklenir ki Erdoğan, 15 mıntıkada askeri vd. faaliyet gösteren, TÜSİAD üzere kurumlara dokunan tavrını ve siyasetlerini kalıcı kılacak, temellendirip yükseltecek bir kadroyu artık köklendirsin. Müstesnalığını burada da göstersin.”
Pazar günü yapılan AK Parti kongresi Ercan Yıldırım’ın bu değerli tespiti bakımından nerede durdu pekala?
Benim bu soruya vereceğim karşılık “büyük oranda fon değişti” olacak. Daha doğrusu şöyle: Cumhurbaşkanı Erdoğan, görülüyor ki fon değişikliğini kâfi gördü. Bence önümüzdeki süreçte de siyasetlerini -son vakitlerde görmeye oldukça alıştığımız gibi- “belli oranda AK Parti dışından” kurgulamaya devam edecek. Tahminen de AK Parti’nin bu türlü ve buradan olmasını kâfi görüyordur Cumhurbaşkanımız.
Bu, burada bir dursun.
Kongrede beni en çok heyecanlandıran gelişme, AK Parti’nin ihdas ettiği üç yeni başkanlık oldu. Hem Kültür ve Sanat Siyasetleri Başkanlığı, hem Türk Devletleri ile Alakalar Başkanlığı, hem de Sıhhat Politikaları Başkanlığı, AK Parti açısından hayati değerde başkanlıklar. Kültür ve Sanat Siyasetleri Başkanlığına Kültür bakan yardımcılığı tecrübesi de bulunan Hüseyin Yayman ağabeyin getirilmesine çok memnun oldum. Kurucu lider olarak çok kıymetli işler başaracaktır. Sıhhat Siyasetleri Başkanlığı ise çok ehil bir isme, Halit Yerebakan’a tevdi edildi. O da çok hoş işler yapacaktır.
Madem isimlerden gidiyoruz. Beni aldıkları vazifelerle çok keyifli eden iki isimden de bahsedeyim. Parti Genel Sekreteri Eyyüp Kadir İnan ve Teşkilat Başkanı Ahmet Büyükgümüş. Biri 31, başkası 34 yaşında olan bu iki eski Gençlik Kolları Liderinin AK Parti’nin kilit noktalarına yerleştirilmeleri kongrenin en sevindirici haberleri ortasındaydı benim açımdan. Hem Büyükgümüş hem de İnan, partiye büyük bir güç getireceklerdir.
Esasen, AK Parti’nin “dördüncü kuşağı” denilebilir Eyyüp Kadir İnan, Ahmet Büyükgümüş, Gençlik Kolları Başkanı Yusuf İbiş ve İstanbul Vilayet Lideri Abdullah Özdemir üzere isimler için. Çabucak yanlarına Emre Cemil Ayvalı, Ömer Faruk Besli, Selman Özboyacı, Ömer Arvas, Coşkun Keklik üzere isimleri de not edelim. Bu jenerasyonun oluşturacağı politik gücün çok işler başarabileceğine dair bir öngörüm var. Bekleyelim, görelim.
Bir de ayrılan isimler var alışılmış. “AK Parti’nin ağır topları” diyebileceğimiz Fatih Şahin, Erkan Kandemir, Hamza Dağ ve Çiğdem Karaaslan zati “bakanlık vakitleri gelmiş” isimler olarak değerlendiriliyorlardı bir müddettir. Büyük bir sürpriz olmazsa bu isimlerin en az ikisini, tahminen de tamamını birinci kabine değişikliğinde bakan olarak görürüz.
Bir de “niye ki?” diye sorduğum iki isim var kendi adıma. Bunlardan birincisi “soykırım eyvallah da…” kelamlarını şimdi unutmadığımız, daha doğrusu unutamadığımız Nihat Zeybekçi. Özellikle Gazze soykırımına hassas kamuoyunu üzen Zeybekçi için kongreden “görevine devam ediyor” kararı çıktı. Hatırladığımız kadarıyla Zeybekçi bu sözleri için net bir formda özür de dilememişti üstelik. Hâlâ bu özür için bir talihi var fakat diler mi bilemiyorum doğal.
Diğer isimse 2019’da uzaklaştırıldığı AK Parti etrafına Meral Akşener’le yol arkadaşlığı yaptıktan, AK Parti aleyhine önemli kampanyalar yürüttükten sonra 2025’te genel lider yardımcısı olarak dönen Faruk Acar. Doğrusu, Acar’ın basın ve medya alakalarını nasıl yürüteceğini büyük bir merakla bekliyorum. AK Parti Tanıtım ve Medya Başkanlığı’nın “içeriyi, içeridekileri, Erdoğan’a gönül verenleri asla es geçmeyen” performansını hatırlıyoruz. Tahminen de AK Parti’nin kesintisiz olarak en güzel performans gösteren başkanlığı idi tanıtım medya başkanlığı. Faruk Acar orada neler yapacak, Tayyip Erdoğan ismine ona küsen insanları neye nasıl ikna edecek, daima birlikte göreceğiz.
Neticesi şudur: Ben ve benim üzere milyonlarca insan için asıl olan Erdoğan ve onun durduğu yerdir. İtirazlarımızla, sevinçlerimizle, tespitlerimizle falan bir AK Parti kongresi daha geride kaldı. Erdoğan’ın ortaya koyduğu vizyon ise orada öylece, anıt üzere duruyor. Umulur ki AK Parti’de misyon alan yeni isimler bu vizyonun farkında olarak Erdoğan’dan yük almaya talip olurlar, ona yük olmaya değil.
