AK Parti TBMM Küme Lideri Abdullah Güler, Anadolu Yayıncılar Federasyonunun “Anadolu Sohbetleri” etkinliğinde, gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.

DEM heyeti ile karşılıklı itimat ilgisi içinde, mahremiyeti olan bir görüş alışverişinde bulunduklarını söz eden Güler, kelamlarını şöyle sürdürdü:

“Türkiye’nin en kıymetli sorunu haline gelmiş bahsin çözülmesi ve sonuçlandırılması noktasında uygun bir ortam var. Hava çok âlâ, olumlu bir tabanda yürüyor. Herkesin uygun niyetle sürece katkı sağlama uğraşını görüyoruz. Dün dinlediğimiz arkadaşlarda bu samimi olumlu havaya katkı sağlama ismine niyetlerinin devam ettiğini görüyoruz. Amaç, Sayın Cumhurbaşkanı’mızın da açıklamalarında olduğu üzere 2025 yılı itibariyle Türkiye’nin yıllardır başında büyük bir bela, sorun olarak duran bu sorunun çözülmesi. Türkiye’nin olağanlaşması ismine çok değerli bir efor olarak görüyoruz. Bölgemizin riskleri de bu sorunun çözülmesi noktasında herkese bir yol gösteriyor. Önümüze çıkacak bölgesel sıkıntılarda, iç ve toplumsal barışını sağlamış, yıllardır sorun olarak gözüken bu sıkıntının çözülmesi Türkiye’nin gücü ve kararlılığı noktasında önemli katkı sağlayacaktır. Ben olumlu bir atmosfer görüyorum. İnşallah sonucu da olumlu olur, hayırla neticelenir.”

“Meclisimiz, siyasi parti kümesi olan yahut kümesi olmayan partilere baktığımızda en yüksek temsilin sağlandığı bir yer. Bilgilendirmelerin ve görüş alışverişlerinin olması değerli. Önümüzdeki süreç hiç ummadığımız, değişik gelişmelere yol açacaktır. Bu görülüyor lakin bunun ismini şimdiden koyamayız. Önümüzdeki aylarda buna benzeri hiç ummadığımız çerçevede birçok gelişmenin olacağını düşünüyoruz. Bunun işaretleri geliyor fakat şöyledir, böyledir diye tanım etme imkanım yok. Bizim de bu hususlarda hazırlıklı olmamız lazım. Bugüne kadar ayak bağı olan, bize büyük meşakkatler meydana getirmiş olayların da bir biçimde çözülüyor olması değerli. Türkiye’nin toplumsal barışının önümüzdeki devirlerde çok daha kıymetli hale geleceğini gördüğümüz birçok olaylar gelişecektir. Bu istikametiyle de toplumsal temsilin sağlandığı en kıymetli yer Meclis’tir. Meclis’teki siyasi parti kümelerinin, genel liderlerin direkt bilgilendiriliyor olması, onların da reaksiyonlarının alınıyor olması çok değerli bir şeydir.”

Güler, gelecek günlerde siber güvenlikle ilgili yasa teklifini Meclis’e sunacaklarını söyledi.

Siber Güvenlik Başkanlığının kurulacağını, başkanlığın Cumhurbaşkanına bağlı olacağını vurgulayan Güler, “Milli Savunma Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Adalet Bakanlığı ile Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımızın da bulunduğu bir şura oluşturulacak. Bu heyetin almış olduğu kararları Siber Güvenlik Başkanlığı uygulayacak. Ülkemizin dış duvar dediğimiz siber güvenliğinin ulusal manada âlâ bir biçimde uyumunun sağlanması, gerekli güvenlik tedbirlerinin vaktinde istihbari bilgilerle hakikat alınması ve uygulamada gerekli önlemlerin ortaya konulması açısından bir şuraya gereksinim vardı. Bunu sağlamış olacağız.” dedi.

Güler,

“Şu an başlayan süreci tahlil süreci ile kıyasladığınızda daha mı olumlu buluyorsunuz?”

sorusu üzerine

, “Bu bir tahlil süreci değil. Benzerliği de yok. O günün kurallarını, özelliğini bugüne taşıdığımızda benzeri hiçbir durum yok.”

diye konuştu.

Casusluk düzenlemesinin tekrar gündeme gelip gelmeyeceğinin sorulması üzerine Güler, “Teklif hususumuz ortada. Düzenlemeye itiraz edenlere, ‘sizi telaşa sevk eden, olumsuz gördüğünüz unsur metninde ne var, iletin bize yararlanalım’ dedik. Şu ana kadar bize bir şey gelmedi. Parti kümelerinden bir itiraz şimdi gelmedi. Tenkitler gelirse gelir. Gelmezse biz kendi metnimizi önümüzdeki günlerde koyacağız.” halinde konuştu.

Sosyal medya düzenlemesinin Meclis’e ne vakit geleceğine ait soru üzerine Güler, şunları kaydetti:

“Sosyal medyadan kasıt, yaş kümelerinin toplumsal medyaya erişim kısıtlılığı. Aile, Adalet ve İçişleri Bakanlığımız bu mevzuda tesir tahlilleriyle saha çalışması yapıyor. Avrupa’da ve gelişmiş ülkelerde, kimi yaş kümelerinde, belirli sitelere ve toplumsal medya mecralarına erişim noktasında bir kısıtlılığın olduğunu görüyoruz. Gelişim çağında, bu tıp özgürlüklerin çocuklara önemli ziyanlar verdiğini görüyoruz. Hem yaş kümeleriyle ilgili durum hem de belirli kategoriler çalışmalara nazaran çıkacak. Varsayımım şubat, mart üzere gündeme gelir.”