İsrail’le ilgili en değerli hadiseleri doğruya yakın bir formda tahlil için evvel ABD ve İngiltere’ye bakmak gerekir. Birden fazla vakit İsrail’e ve Musevilerin global sermaye gücüne haddinden fazla ehemmiyet verilir ancak 7 Ekim’den sonra ABD ve İngiltere olmadan İsrail’in savaşmayı dahi bilmediği ortaya çıktı. Hamas’ın uzun süren direnişi karşısında İsrail Gazze’ye yalnızca havadan bomba yağdırabildi. Aslında soykırımın dehşeti de bu hava hücumlarıyla arttı. Siyonist İsrail, binlerce insanı katletmekten

“Şam’dan sonra Kudüs” söylemi İsrail’i nitekim de derinden etkilemiş, korkutmuş . Güvenlik ve bölge hesaplarını büyük oranda bu “ tehdit ” üzerine ağırlaştırmaya, bu istikamette hazırlıklar yapmaya, Filistin-Lübnan-Suriye ekseninde bu “tehdidi” boşa çıkaracak “yıkıcı, yıpratıcı ne yapabilirim”i düşünmeye başladı. Gazze’de yaptığı açık soykırıma karşın hiçbir askeri muvaffakiyet sağlayamaması, Lübnan’da Hizbullah’ı zayıflatmasına karşın istediğini alamaması, Suriye’de çok dinamik ve yerli bir iktidar gücünün

İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Saar, Beşşar Esed’in devrilmesinin bir ‘felaket’ olduğunu söyledi, Suriye’deki yeni idaresi amaç alıp terör örgütü PKK/YPG’ye sahip çıktı. Teröristlerin korunması ismine, Türkiye’ye baskı uygulanması için Batı’ya davet yapan İsrailli Bakan, “Özerklikleri sona ererse tehlikeli sonuçları olur. PKK/YPG’ye dayanağı sürdürmeliyiz” dedi.

Global siyasal sistemdeki sistemik krizlerin tesirleri gün geçtikçe her alanda daha fazla hissediliyor. II. Dünya Savaşı sonrası kurulan; insanı, adaleti ve adil dağılımı yok sayan global finansal sistem, bu sistemin regülatörü olan ABD ve ABD’nin para ünitesi olan Dolar’ın geleceği konusu artık her zamankinden daha fazla tartışılıyor. Elbette bu finansal hegemonyanın yarın sabah sonlanmasını beklemiyoruz. Lakin geldiğimiz noktada hükümran anglo-sakson finansal yapıların ve sistematiğin her zamankinden

N’aber, hakikaten, tekrar geldi, Abidin! Öyleyse, bir daha soralım: “Sen, riyakarlığın fotoğrafını yapabilir misin, be Abidin?” *** CHP’nin Hatay Milletvekili M.G. “Suriye’deki Alevilerin Türkiye’ye getirilmesini” istedi! *** Mevhum münasebeti, şöyle: “Rejimin devrilmesinin akabinde Suriyeli Alevilere yönelik soykırım riski varmış!” Dahası… “Uluslararası toplumu ve de insani yardım kuruluşlarını süratli bir biçimde aksiyon almaya çağırıyor!” RUHSAL HAREKAT Suriye’deki yeni idare; geçiş sürecinin şiddetten

Birinci Dünya Savaşı bittiğinde, Batı medeniyeti tepeye ulaşmıştı. Yüzyıllardır kendilerine kan kusturan; sonlarını, bugünkü Almanya, İtalya, İspanya hudutlarına kadar genişletmiş bir imparatorluğun başşehrini işgal etmişlerdi. Bir istikametiyle, İslam medeniyeti ile Batı medeniyeti ortasındaki büyük uğraşta Osmanlı Devleti, İslam dünyasının tek temsilcisi olarak yıkılmıştı. 1900 yılında Adriyatik’ten Arabistan Yarımadası’na, bütün Ortadoğu’ya, Afrika’nın ön sınırı olan Yemen’e kadar her yer Osmanlı