TBMM Başkanı Kurtulmuş, Türkmenistan Meclis Lideri Dünyagözel Gulmanova ile Meclis’te bir ortaya geldi. Basına kapalı gerçekleşen görüşme sonrasında Kurtulmuş ve Gulmanova, ortak basın toplantısı düzenledi. Kurtulmuş, Türkiye ile Türkmenistan’ın, ‘Tek millet, iki devlet’ anlayışı ile hareket ettiğini belirtti

Suriye’de 2,5 ayını dolduran yeni idarenin çalışmaları mercek altına alındı. Omran Stratejik Araştırmalar Merkezi tarafından yayımlanan rapora nazaran, Suriye’de yeni idare, memleketler arası alanda faal bir diplomasi yürütüyor. Türkiye ile stratejik iştirak geliştirilirken, Suudi Arabistan ve Avrupa ülkeleriyle ekonomik ve diplomatik iş birlikleri kuruluyor. Rusya ile alakalarda jeopolitik pragmatizm gözetilirken, ABD ile belirsizlik devam ediyor.

Sevgili Peygamberimiz (s.a.), “Mümin, bir (aynı) delikten iki sefer ısırılmaz” buyuruyor. Ey müminler siz, birebir zehirli hayvan deliğinden kaç kara ısırıldınız, kaç kez sokulduğunuz halde ibret almayıp birebir deliğe parmağınızı tekrar soktunuz, düşman oyun oynadı, tuzak kurdu, aldattı, gaflete getirdi, yanlışlarınızı kullandı… ve bu yüzden çok ziyan gördünüz, hâlâ iki yakanız bir ortaya gelmiyor, lakin ibret de almıyorsunuz! Pekala niye hâlâ ibret almıyor, birebir oyuna geliyorsunuz. Oyun çok da bu yazıda birini

Avrupa’nın lokomotif ülkesi Almanya pazar günü hem ülkenin hem de Avrupa’nın en kritik seçimlerinden birine gidiyor. Trump idaresinin de takviyesini alan AfD, çok sağa Hitler sonrası en güçlü devrini yaşatıyor. Bu nedenle sonuçlar tüm Avrupa’nın mukadderatını etkileyecek.

HÜDA PAR , 15-16 Şubat’ta Diyarbakır’da bir çalıştay düzenledi. İsmini “Kürt Sorununa İnsani Çözüm” koymuşlar… Olmuş, bitmiş, bir de ‘ sonuç bildirgesi ’ yayınlamışlar, 15 maddelik… Merak edenler okuyabilirler… Biz yalnızca tamamının altına imzamızı koyacağımız Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Sayın Mehmet Uçum ’un bahse ait itirazını paylaşmak istiyoruz: “Terör diyemeyen, terör örgütüne karşı çıkamayan bu küme iki millet, iki vatandaşlık, iki eğitim lisanı, hatta iki resmî lisan ve iki ülke diyerek Türkiye

Serakib’e girdiğimizde büsbütün tahrip edildiğini ve 40 bine yakın kişinin kenti boşalttığını gözlemledik. Kent yalnızca yıkılmakla kalmamış; kapı, pencere, kap kacak dahil tüm konut eşyaları yağmaya uğramıştı. Etrafta kimseler gözükmüyordu ve tek hayalet kent Serakib de değildi.