Hafızayı ve anıları beslemek gerekiyor. Lakin anıların korumasını yalnızca fotoğraflara, bizim için arşiv oluşturduğunu sav eden dijital mecralara depolanan fotoğraflara devretmek ne kadar gerçek? Zannedilenin tersine hafızayı ve anıyı besleyen dijital kültür değil, kelamlı ve yazılı kültürdür. Kelamlı kültür jenerasyonlar uzunluğu ailenin öyküsünü, memleketin ahvalini bir kulaktan ötekine aktarır durur. Edebi metinler de adeta kokunun yerini meblağ. Şaşırdınız mı? Şaşırmakta haklısınız. Ben dahi şaşırdım.

YÖK’ün Girne Amerikan Üniversitesi’nden İstanbul Üniversitesi’ne geçişin yöntemsiz olduğunu ortaya koyan raporundan sonra İmamoğlu’nun avukatları basın toplantısı düzenledi. Avukatlar, o tarihte “denklik” olmadığını ve GAÜ’nün bağlı olduğu Southeastern University, YÖK tarafından tanındığı için GAÜ’nün otomatikman tanındığını sav etti.

Yıldız Holding Yönetim Kurulu Üyesi, pladis ve GODIVA Yönetim Kurulu Lideri Murat Ülker, şahsî internet sitesinde yayımladığı yeni yazısında; Yıldız Holding İslam Yapıtları Koleksiyonu’nda yer alan Hilye-i Şerifeleri bir ortaya getirdikleri “Aşkın Sureti Hilye-i Şerifeler” isimli kitabı tanıttı. Değerli hattatlarının yapıtlarından oluşan kitapta 47 adet Hilye-i Şerîfe yer alıyor.

Son vakitlerde bulunduğum ortamlarda, bilhassa de Anadolu’da, Ketebe’ye yapılan övgülerin muhatabı oluyorum. Şunun şurasında kurulalı yedi sene olacak lakin kümemizin yayınevi hacimli işlere imza attı. Tabuları yıktı. Kompleksleri dağıttı. Bir işi “ düzgün yapmak ” ile kaliteyi ortaya koymak ortasında büyük fark var. Ketebe de kitaba, bilgiye, fikre, okumaya ve yazmaya verdiği kıymetin karşılığını kısa müddette gördü. Kendi hesabımdan paylaştığım ‘ Bir arada Okuyalım ’ görüntülerinden olsa gerek Ketebe’de

“Mazeretim Var, Asabiyim Ben” kulvarında koşan John Ataklı; Yeni Suriye’nin fiili lideri Golani’nin kravatına takmış, aklınca dalga geçmeye yelteniyor: “Demek ki, keramet kravattaymış! Kravatlı kişi bir anda gözlere sevimli gözükmeye başladı bile!” (Nefes, 24 Aralık 2024) *** Şayet, keramet kravatta olsaydı… Mister Ataklı’nın “Kravatlı Laik” Esad’ı Rusya’ya kaçmak zorunda kalmazdı! *** Esad’ın Dikta Rejimi, Suriye’de on binlerce günahsızı mahpuslarda çürütürken, azaptan geçirirken, katlederken; Türkiye’deki