43 yıl evvel Esed rejimi tarafından işlenen Hama katliamının üzerindeki sır perdesi aralanıyor. Rejim güçleri tarafından yapılan hücumlarda, 40 binden fazla sivil insan şehit edilmişti. Esed ve rejiminden kurtulan Suriye’de toplu mezarlar çıkmaya başladı. Hama kent merkezinde bulunan Apamee Cham Palace Oteli’nin altında binlerce sivilin gömüldüğü toplu mezar tespit edilirken, hastanelerin, iş yerlerin ve meskenlerin altından toplu mezarlar çıkıyor. Yeni Şafak’a konuşan otel müdürü Ahmed Ş. “Sadece burada değil, Hama’da her yerde sayısını bilmediğimiz toplu mezarlar var. Ve bu toplu mezarlarda binlerce masun sivil yatıyor” dedi.
Otelin bulunduğu bölgenin büsbütün yerle bir edildiğini söyleyen Müdürü Ahmed Ş., “Zulümden ve baskıdan kurtulmak isteyen insanların, Hafız Esed’in azapları ve katliamları sonucu susturuldu. Bu katliamdan sonra Hama halkı, adeta vefat sessizliğine büründü. Esed rejimi, Hama halkının Müslüman Kardeşlere mensup bir halk olduğunu münasebet göstererek tesettürlü bayanların zorla tesettürleri çıkartıldı, sakallı olan erkekler sakallarından yakıldı. Rejim, Sünnilere yönelik bir savaş başlatarak binlerce sivili katletti. Otelin bulunduğu kısım da katliamın olduğu vakitlerde büsbütün yerle bir edilmişti. Taş taş üstünde bırakmayan rejim, tıpkı vakitte sivilleri de vahşice katletmiş ve katliamın yaptığı bölgeleri kazarak, öldürdükleri insanların cesetlerini toplu olarak buraya gömdü. Yerle bir edilen binaların altında binlerce insan enkaz altında kaldı. Otelin etrafında da çok sayıda toplu mezar olduğu ve içinde binlerce sivilin bulunduğunu biliyoruz” kelamlarıyla tanıklığını paylaştı.
“Otel, katliamdan sonra inşa edildi ve otelin altında ve etrafında sayısı belirlenemeyen binlerce suçsuz insan bulunuyor. Suriye’deki birinci ayaklanmalar Hafız Esed periyodunda Hama’da başladı. Hama Suriye’nin ihtilal sürecini 43 sene evvel başlatan birinci kent oldu. Yaşanan katliamla birlikte binlerce sivil çeşitli yollarla Hama’yı terk ederek kaçmak zorunda kaldı” tabirlerini kullanan Ahmed Ş., “Bizim otelimizin altında olduğu üzere daha birçok otel, hastane ve konutların altında da toplu mezarlar bulunuyor. Bu toplu mezarların araştırmaları yapılacak lakin bunun için imkanımız kısıtlı” dedi.
Hamalı Kerame Galip Elhuseyni, Suriye’nin özgürleşmesinin akabinde güya yine doğduğunu lisana getirerek, “8 Aralık bütün Suriyeliler için doğum günü” yorumunu paylaştı. Elhuseyni, Hama’da çok büyük katliamların işlendiğini söyleyerek sözleri şöyle devam etti. “Evlerimize zorla girip erkekleri ve çocukları alıyorlar ya hapsediyorlar ya da katlediyorlardı. Hama Katliamından evvel her gün konutlarımıza teftişe gelirlerdi. Kuran okumak ve namaz kılmak yasaktı bunlara ek olarak İslami kitapları da okuyamaz hatta konutumuzda barındıramazdık. Konutlarımızda bile ibadetlerimizi bâtın gizli yapıyorduk. Zira kimi günler duvarlardan bizleri dinliyorlardı ve meskenleri basıp azaplar ediyorlardı. 2 Şubat’ta Hama’ya birliklerini gönderdiklerinde ise toplu bir halde kıyıma başladılar. Kaçacak hiçbir yerimiz kalmamıştı kimileri kaçarken katledildi kimileri ise kentten kaçmayı başardı. Mevt, azap, tutuklama her şey en fecî haliyle yaşandı. Her yerde insan cesetleri vardı. Bizler yalnızca Müslüman olduğumuz ve özgürce yaşamak istediğimiz için yıllarca katledildik. İşte artık onca zulüm altında geçen yılların akabinde özgürlüğe kavuşmak bütün Suriyelinin hayatında yaşayacağı en hoş his oldu. Bizler herkes üzere özgürce yaşamayı hak ediyoruz.
75 yaşındaki Hamalı Mahsin Huviye, “Hama Katliamını yaşadığımız vakit, katliamın şiddetinden ötürü eşim ve çocuklarımla birlikte Şam’a göç etmek zorunda kaldık. Göç seyahatinde da çok büyük eziyet ve azaplara maruz kaldık. Ailem ve Akrabalarımdan şehit olan ve yaralanan çok kişi oldu. Hiçbir şey konuşamıyorduk her şey yasak ve tam manasıyla açık hava hapishanesinde yaşıyor üzereydik. Dehşet kültürünü bize aşılayarak bizi koyunlar üzere gütmek istediler fakat bunu kabul etmedik. Kabul etmediğimiz içinde Hama’da on binlerce insanı katlettiler, kenti büsbütün yok ettiler. Göç ettiğimizde yollarda çok fazla cesetlerle karşılaştık. Yalnızca insanları değil, hayvanlarda telef olmuştu. Kentte tek bir canlı kalmayana kadar soykırım yaptılar. Suriye’de herkes özgürlüğe kavuşmak için çok fazla bedel ödedi. Fakat biz biliyorduk ki her zalimin bir gün sonu gelecektir. Çok şükür Baas rejiminin ve içindeki katillerinde sonu geldi” kelamlarıyla yaşadığı memnunluğu lisana getirdi.
