Suriye’nin güneyindeki Dera bölgesinde 15 Mart 2011’de bir küme öğrencinin okul duvarına “Sıra sana geldi ey doktor!” yazmasıyla başlayan ihtilal, 8 Aralık 2024 tarihinde zaferle sonuçlandı. Yeni Şafak takımı, Suriye’de rejime karşı birinci halk ayaklanmasının yaşandığı Dera’ya giderek, gayretin fitilini yakan sembol çocuklarla görüştü. O çocuklardan biri olan Yusuf Adnan Saydan, “Okul duvarına yazdığımız yazının fikir babası kuzenim Beşir Beyazıd’dır. Bizlere her vakit ihtilalle alakalı nasihatler ederdi ve yönlendirmeler yapardı. Maksadımız zalim rejimin düşmesi ve halkımızın özgürlükle şereflenmesiydi” dedi. Rejimin Dera’da taş üstünde taş bırakmadığını anlatan Saydan, “Suriye’nin özgürlüğünü yaşamak ve rejimin düşmesi için bu türlü bir yazı yazdık. Bizim yazdığımız yazıyla hayallerimizde olan özgürlük, 14 sene sonra bizi buldu” diye konuştu.

Olayın yaşandığı günü anlatan Saydan, “Arkadaşlarımızla birlikte 15 Mart günü organize olduk ve sprey aldık. Okul duvarlarına bu yazıyı yazdıktan sonra İstihbarat Albayı Luay el-Ali isimli bir asker tarafından Dera Hapishanesi’ne götürüldük. Soruşturmaya direkt azapla başladılar. Bize kimden bu fikri aldığınızı söyleyin diye soruyorlar, cevaplandırmadığımız vakit azapların şiddetini artırıyorlardı. Arkadaşlarım ve ben hiçbir vakit kimin yönlendirdiğini söylemedik. Bu yüzden azapların boyutu her geçen gün arttı. İhtilalin şovları Suriye geneline yayıldıktan sonra bizleri özgür bıraktılar. Çıktıktan sonra 1 sene yatakta yatamadım” diye anlattı.

25 gün boyunca azaba maruz kaldığını belirten Saydan, “Her keresinde azapla itiraf etmemi istediler lakin ben öldürseniz bile konuşmayacağım diyordum. 25 gün boyunca azaba uğradık sonra Filistin Şubesine götürüldük. Evvel tırnaklarımız söküldü akabinde belimize, sırtımıza demir ve elektrikli sopalarla vurdular. Halkı ayaklandıran birinci isyanı çıkardığımız için bize karşı zulümleri çok şiddetliydi. Kimi arkadaşlarımız azaplardan şehit oldu. Bizim istediğimiz tek bir şey vardı o da Suriye’de özgürce yaşamaktı. Bizim başlattığımız kıvılcımla 14 yılın akabinde özgürlüğe kavuştuk. Allah’a onsuz şükürler olsun. Sonunda Suriye halkı hak ettiği üzere onurlu bir formda yaşayacak. Suriye’nin özgürleşmesinde birinci ayaklanmayı başlattığımız için çok memnunuz. Çektiğimiz acılar bu özgürlüğü yaşamaya kıymetti. O gün yaptığımız bu aksiyonla gurur duyuyorum” cümlelerini sarf etti.

Şehirlerini tekrar imar edeceklerini belirten Hammadi, “Özgürlük için çok büyük bedel ödedik. Hepimizin meskenlerinde ya şehit ya da gazi bulunur. Yıllarca Sednaya üzere hapishanelerde yaşadık. tutukluların akıbetleri meçhuldü. Onca acıya karşın Suriye özgürlüğüne kavuştu. Rejimin yerle bir ettiği bütün kentlerimizi yine inşa edeceğiz. Yaralarımızı tekrar saracağız ve özgürce yaşayacağız” dedi.

Deralı tüccar Salah Hammadi, “Çocukların tutuklanmasın sonra 18 Mart’ta El-Ömeri Camii’nde şovlar başladı. Rejim 25 Mart’ta camiyi basıp birçok insanı katletmişti. Küçük çocukların başlattığı bu ihtilal ateşi hepimizin içini ısıtmış ve sonu ne olursa olsun rejime karşı çıkmaya sevk etmişti. İhtilalin burada başlamasından kaynaklı Esed rejimi, Dera’dan intikam almak için çok fazla akın düzenledi” diyerek ihtilal günlerini anlattı.