Suriye’de 61 yıllık Baas Partisi idaresi ve 54 yıllık Esed ailesi diktatörlüğünün yıkılmasından sonra başşehir Şam’da devlet başkanlığı yetkilerini kullanan Ahmed Şara, verdiği özel röportajda, bundan sonra atılacak adımlarla ilgili samimi açıklamalar yaptı. Suriye’nin uzun vadeli bir uğraş ve yoksunluğun içinden geçtiğini belirten Şara, “En fazla üzüldüğüm şeylerden Suriyelilerin sırf pasaport almak için büyük düşünceler çekmesiydi. Bir insanın gücü devletinin gücüyle ölçülür. Suriye bir yokluğun içinde olduğu için her yerde Suriyelilere yok muamelesi yapılıyordu. Artık ise artık Suriyelilerden ‘Şam şunu söyledi bunu söyledi’ diye bahsediliyor. Burası (Şam) medeniyetin kenti ve biz artık bu ismi aldık” dedi.
Röportajda, Esed rejiminin devrilmesinin akabinde ilan edilen genel affın eleştirildiğini ve rejimin katliamlarına karışanlardan bile hesap sorulmadığı tarafında suçlamalar olduğuna da değinen Şara, “İntikamcı akılla, ihtilal aklıyla devlet inşa edilemez. Askeri kümeleri yönettiğimiz üzere tüm Suriye’yi yönetemeyiz. 14 milyon Suriyeli vatanına dönecek. Ayrıntı bahisleri değil asıl olan devletin inşasını bir liderin, parlamentonun ve hükümetin olmasını ön plana koymalıyız. Bırakın beşerler gelsin ve kendi ülkelerini inşa etsin. Suriye pasaportunu masaya koyduğunda bedel görsün. Biz zati savaş hatalılarını affedeceğimizi söylemiyoruz, o hatalılar da aslında bu af iklimini reddedip kaçıyorlar. Fakat kanun olmalı ve yargı olmalı. Herkesin herkesten hesap sorduğu bir ortam yanlışsız bir ortam değil” sözlerini kullandı.