Hep söylüyorum, yeniden söyleyeceğim. Büyük insanlık ailesinin başındaki en büyük bela Siyonistlerdir.
Bunun birkaç nedeni var. Birincisi ve en kıymetlisi, kendi kutsal kitaplarını tahrif ederek ulaştıkları o faşist baş yapısıdır: “Biz insanız, geri kalanlar da böcek.”
Biz Müslümanlar, İslam dininin Hz. Adem’den bu yana “kesintisiz bir ırmak” olarak devam ettiğine ve Resul-i Ekrem Efendimiz’in (s.a.v.) risaletiyle İslam’ın bütünüyle tamamlandığına iman ederiz malum. Yani bizim açımızdan Hz. Musa da, Hz. İsa da birer İslam peygamberidir ve “toplumsal hukuk ile ritüeller” dışında bu aziz Peygamberler, Kur’an ne söylüyorsa aynını söylemiş, onu beyan etmişlerdir.
Resul-i Ekrem Efendimiz’in (s.a.v.), “Allah indinde en şerefliniz takvâca en ileri olanınızdır. Arap’ın Arap olmayan üzerine bir üstünlüğü yoktur. Arap olmayanın da Arap üzerine bir üstünlüğü yoktur. Siyah derili olanın beyaz derili üzerine bir üstünlüğü yoktur, beyazın da siyah derili üzerine bir üstünlüğü yoktur. Üstünlük yalnızca takvâ iledir” hadisi ile özetlenebilecek İslam yaklaşımı “doğuştan üstünlük” tanımlamaz. Bu, hiç kuşku yok ki, bozulmamış, muharref hale gelmemiş Tevrat’ta da böyledir. Hz. Musa da tıpkı Efendimiz (s.a.v) üzere üstünlüğün yalnızca “davranışsal” olabileceğini beyan etmiştir.
Fakat kendi kutsal kitaplarını kendi heva ve heveslerine uydurarak Siyonistleşen Museviler kendilerinin “doğmakla üstün bir insan topluluğu” olduklarına dair kesin bir inanç geliştirmişlerdir. Bunun, insanlık için büyük, çok büyük bir zulme dönüştüğüne hiç kuşku yok.
İkincisi Siyonistlerin ne kıymetine olursa olsun yaşama dilekleridir. Kendilerini üstün olarak konumladıkları için kendi hayatlarının devamı için öbür omurların feda edilmesi onlar için hiç ancak hiç sorun olmamıştır. Bu yüzdendir ki dünyadaki organ mafyasının istisnasız tamamı Siyonistlerin elindedir. Kendi ömürlerini devam ettirebilmek için oburlarının ölmesi sorun değildir zira Siyonistler için.
Üçüncüsünün safahatı uzun natürel ancak kısaca söylemek gerekirse Siyonizmin en çok kullandığı metot “ekonomik köleleştirme” metodudur. Hristiyanlarca kesin olarak haram olan faizin yüzyıllar içerisinde Avrupa’da Siyonist Museviler eliyle nasıl müesses hale getirilip Siyonistlerin tüm dünyayı nasıl finansal açıdan ele geçirdiklerini derinlemesine anlayıp okumak isterseniz Ketebe Yayınları ortasından Melih Oktay imzasıyla çıkan “İktisatçıların Tutarsızlığı: Faiz Hilesi” kitabını okumanız kâfi olacaktır. Gergef üzere işlenmiş bir ekonomik planın yürütüldüğü yüzyıllar sonunda gelinen noktada dünyada Hristiyan sermayenin hayatına devam edebilmesinin tek yolu Siyonistlerin finansal planlamasına kayıtsız koşulsuz itaat etmek olmuştur. İngiltere’nin Musevilere “size Filistin coğrafyasını vereceğiz” kelamı bütünüyle ve yalnızca bu finansal öykü ile ilgilidir mesela.
Bu üç müesses berbatlığın bir ortaya gelmesiyle oluşan kapkaranlık bir sistemdir Siyonizm. Kendilerini yaratılmış her şeyden üstün gören, yaşamaya vefatına bağlı ve tüm insanlığın içine düştüğü kapitalizm bataklığının mimarıdır Siyonistler. Münasebetiyle evet ve mutlaka, Los Angeles’ı da Siyonizm küle çevirmiştir.
Los Angeles’ta 130 bin dönümlük yerde çiftçilik yapan ve Amerika’nın en büyük tarım şirketlerinden birinin sahibi olan Siyonist Stewart ve Lynda Resnick çiftinin koca eyalette önüne gelen her yetkiliyi rüşvete bağlayıp bütün kamu sularına çöktüğünü duymuşsunuzdur kesinlikle. Los Angeles itfaiyesinin su çekmesi gereken depoların bomboş olduklarını söylediklerini de duymuşsunuzdur. Onları tekrar anlatacak değilim.
Anlatmak istediğim şu: Stewart ve Lynda çiftinin, Amerika’ya 200 milyar doları aşkın ziyan veren, onlarca insanın vefatına neden olan, yüzbinlerce insanın evsiz kalmasına neden olan bu yangın nedeniyle bir an olsun, bir küçük an bile olsun pişmanlık duymadıklarına eminim. Zira bir Siyonist için dünyadaki her şey müktesep haklarıdır ve ölen ya da ziyan gören Siyonist değilse bu ehemmiyeti haiz bir şey değildir. Münasebetiyle “Siyonistler Los Angeles’ı niye yaktı?” sorusu “çünkü yakabiliyorlardı” yanıtının dışında bir yanıta sahip değildir.
Gazze’de çoluk-çocuk öldüren Siyonist köpeklerin hiçbiri ancak hiçbiri yapıp ettiklerinden ötürü en küçük bir pişmanlık duymamaktadır. Stewart ve Lynda için de durum böyledir.
Böylece aslında söylemek isterim ki dünyanın geleceği, dünyanın “kötülük üretim merkezi” olarak çalışan Siyonizm’i ortadan kaldırıp her bir Siyonist’i teker teker yok etmemize bağlıdır. Yoksa bu yangın, dünyanın sonunu getirir.
