2014-2019 yılları ortasında Suriye İç Savaşı ile Irak’taki istikrarsızlığı fırsat bilerek hortlayan terör örgütü DEAŞ’ı kimin kurduğuna yönelik argümanların gerisi arkası kesilmiyor. Savların birçoklarında DEAŞ’ın gerisindeki gücün ABD olduğu söylenirken, Suriyeli muharrir ve düşünür Mişel Kilo’nun tekrar gündeme gelen 2016’daki sözleri bu tartışmaya yeni bir soluk kazandırıyor.
Fransa’nın başşehri Paris’te düzenlenen 26 Kasım 2016 tarihli “Barışa Giden Yol: İran’ın Suriye’deki İnsanlık Suçları” konferansına konuşmacı olarak katılan Suriyeli Hristiyan müellif ve düşünür Mişel Kilo, DEAŞ’ın ‘hocaları’ ortasında yer aldığı söylenen Kuveytli Ebu Ömer’in bir İran istihbarat casusu olduğunu belirtti.
Kilo, Ebu Ömer olarak tanınan teröristin, Mekke-i Mükerreme’de İranlı hacılara dört yıl boyunca kamuflaj gereği rehberlik ettiğini de ifşa etti.
Yazar, kendisine görgü tanıklığı eden Suriyeli bir dostunun anlattıklarını aktararak, “Bu adam Mekke’de İranlı hacılara rehberlik ediyordu. Bir süre sonra, DEAŞ’ı kuran çetenin içerisinde Kuveytli Ebu Ömer olarak ortaya çıktı. Bu adam Kuveytli falan değildir, İran ajanıdır” tabirlerini kullandı.
Kilo, ayrıyeten, hakikati ortaya çıkarmak ve terör örgütü DEAŞ’ın arkasındaki kirli elleri bulmak ismine Suriye Ulusal Ordusu askerlerinin bölgeye gittiğini, lakin keskin nişancı atışlarıyla birlikte eş vakitli Esed-Rusya bombardımanına tutulduklarını aktardı.
Kilo, kelamlarının devamında, “Bu proje, Beşşar Esed ve müttefikleri İran ile Rusya’nın, Suriyeli muhalifleri -tırnak içerisinde- laik bir rejimi yıkıyor üzere göstermek isteme planıydı. Esed rejimi asla laik değildi, devlete ve devlet liderine tapınılan bir tertip kurmuştu” dedi.
8 Aralık’ta Beşşar Esed’in devrilmesinin akabinde ünlü müellif Kilo’nun bu imgeleri yeni tartışmalara sebebiyet verdi. İran, Rusya ve devrik rejimin Suriye’de işlediği insanlık kabahatlerinin gün geçtikçe gün yüzüne çıkacağı öngörülüyor.
