Türkiye bu prangadan kurtulmak için 2015’te konsept değişikliğine gitti. Terörü kaynağında amaç aldı. Irak ve Suriye’de örgüt hareket edemez hale geldi. Örgüte öldürücü darbe mi vurulacak yoksa silah bırakmaya mı zorlanacak, bu aşamaya gelindi.
Öcalan’ın 15 Şubat’ta açıklama yapması bekleniyordu. Şimdi yapmadı. DEM heyetinin Kuzey Irak ziyaretinin akabinde muhtemelen üçüncü randevu gerçekleşecek. Cumhur-başkanı Erdoğan’ın üstte vurguladığım son kelamı üzerine pozisyon belirlenecek (DEM Parti, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasından bir gün sonra, dün, İmralı ile görüşme için müracaat yapılacağını açıkladı.)
Aynı şey Suriye için de geçerli. ABD, Şam idaresi ile YPG/SDG ortasında mekik dokuyor. Şam, YPG/SDG’nin silah bırakmasını, Suriye ordusuna entegre olmasını, Kandil’den gelenlerin ülkeyi terk etmesini, tüm Kürtlerin eşit vatandaşlık bağıyla Suriye’nin modülü olmasını, güç yataklarının Suriye’ye ilişkin olmasını istiyor. Egemenliğini tesis etmeye çalışıyor yani.
Tüm bunların ışığında başlıktaki soruya gelelim. PKK neden ağız değiştirdi? Her halde birileri “Reddeden siz olmayın” suflesi vermiştir. Duvar yıkılacak, altında kalmak istemiyorlar.