Gazete 24 Saat

  1. Anasayfa
  2. »
  3. Ekonomi
  4. »
  5. Üç Ayların huzur ve ruh yeşerten iklimi: Direniş, diriliş ve “varoluş” mevsimi

Üç Ayların huzur ve ruh yeşerten iklimi: Direniş, diriliş ve “varoluş” mevsimi

adminn adminn -
19 0

Üç aylara bu yıl da hüzün ve öfkeyle giriyoruz, Gazze’deki zulüm sürüyor…

Doğu Türkistan kan ağlıyor…

Hindistan’daki Müslümanlar inanılmaz bir katliam ve sürgüne maruz kalıyorlar.

Gazze, kan ağlıyor hâlâ: Gazze’deki ürpertici soykırım sürüyor… Soykırımın sürdürülmesi için inanılmaz dehşetli şeytanî yollara başvuruyor katil İsrail devleti ve Netanyahu ifriti.

Bütün kirli, iğrenç çamaşırları ortaya döküldü Batılı başkanların Epstein evraklarıyla: Biden başta olmak üzere bütün belirli başlı Batılı başkanların nasıl iğrenç bir ağın içinde oldukları anlaşılıyor!

Bunlar insan değil sahiden. Vahim şeytanî varlıklar bunlar! Katliama neden sessiz kaldıkları artık anlaşılıyor: Kirli çamaşırlarının ortaya çıkması korkusu!

İnsana insanlığını yalnızca İslâm’ın armağan ettiğini Gazze ispat etti bir defa daha.

İnsana kemal merdivenlerini tırmandıran, insanı arındırıp kendine getiren bir mevsimin eşiğindeyiz. Kutlu bir iklimin.

Rahmet, mağfiret ve rahmet mevsimi üç aylara girdik Allah’a (cc) hamd olsun.

Hüzün ve öfke ile dolarak…

Bahar mevsimine denk gelmese de, üç aylar, aslında manevî bir bahar mevsimidir her vakit: Bizi dünyanın kirlerinden arındıran, adım adım Rahmet-i Rahmân’a yaklaştıran, mâsivâ’yı aşarak mâverâ’nın diriltici, saflaştırıcı, safları sıkı tutmamızı sağlayıcı, kalbimizi yumuşatıcı, yüreğimizi bütün varlıklara açıcı ulvî iklimine ulaştıran bir biliş, buluş ve oluş, bir direniş, diriliş ve varoluş mevsimi…

O yüzden kadrini, değerini yeterli bilmeli, bize bu çeşit vesileleri ikram eden Rabbimize hakkıyla şükretmeli. Bu yazıda üç ayların mana ve kıymetini hisettirmeye çalışacağım…

DİRİLTİCİ, LEZZETLİ BİR BAHAR MEVSİMİ

Üç aylar: Çok katmanlı, nefis bir mânâ iklimi; diriltici, güzel bir “bahar” mevsimi…

Kendince Hakk’ı tesbih eden, kozmik teslimiyetin doruğu dağın-taşın…

tohuma kucak açan toprağın…

ruh aşılayıcı bir nefesle dur durak demeden ince ince, sessizce esen rüzgârın…

gürül gürül akan, geçtiği her yeri sulayan, yıkayan, arındıran ve toprağı tohuma hamile bırakan ırmağın…

taptaze meyveler veren, yemişler armağan eden ağaçların…

hep birlikte, kendi dillerince, kendilerince eşlik ettikleri yeniden-doğuş, yeniden-doğruluş merasimi…

Muazzam bir toparlanış, arınış ve direniş, muazzez bir silkiniş ve diriliş bestesi.

Ve herkese ruh üfleyici, herkesi kendine getirici, yol gösterici derin bir mânâ atmosferi…

SONSUZLUK DERYASI…

“Mânâ” sözü ile “manevî” sözü, tıpkı köktendir.

Ruh ikizidir.

İkisi de tıpkı kökten gelir, birebir kök’e yönelir, bizi de birebir köke yöneltir: Göğe yani.

Müslümanın fikrinde de, zikrinde de, şükründe de birebir Gök-ekini, birebir Ulvî Kaynak, meyve verir: Hayatın mânâ’sı, hem zâhir’e bakar, hem bâtın’a akar; böylece çok katmanlı bir dünya sunar…

Sadelik’le derûnîlik medcezirinde, bu dünya’yı, dünya’nın ayartıcı, süreksiz hudutlarını, sınırlamalarını aşar, insanı sonsuzluk deryasına taşır…

Müslüman’ın zihin, kalp ve ruh hayatında rastgele bir şeyin manası, hem fizik hem de fizikötesi manaları ihata eder; varedici, hayat bahşedici, ruh’la beden’i bütünleştiren tevhîdî bir muhite işaret eder.

İşte hayatı, seküler / modüllü değil bütüncül kavrayan ve kucaklayan bu tevhîdî dünya idraki, üç aylarda adım adım, hazmedile hazmedile hayata geçirilir…

Mânâ ile unsur, öte’yle bura, enfüs’le âfâk, bâtın’la zâhir, iç’le dış, dikey eksen’le yatay eksen, görünmeyen’le görünen, bütün’le modül birleştirilir.

HİCRET RUHU VE “BAHAR” ŞARKILARI

Üç aylar, “hicret” aylarıdır.

Hicret, “göç” demek: Çürütücü eski hâli terketmek; yeni, yenileyici, ümmîleştirici, kirlerden arındırıcı kemâl derecelerine erişmek; ruh ışıması yaşamak, kanatlandırıcı bir ruh kıvılcımı çaktırmak demek: Hâlden hâle hicret, kemâl merdivenlerini tırmanma seyahatleri…

Hicret, bir “bahar” mevsimi müziğidir: Bütün hicretler, bir bahar mevsimi üzere, direniş ve boyveriş, silkiniş ve diriliş müzikleri besteler.

Her dem yeniden-doğuş, her ân yenilenerek doğruluş müzikleri.

Tarihi yapan, beşere tarihte kanatlandırıcı bir seyahat yaptıran yegâne itici güç, melekût âleminden süt emerek, meleksi melekelerle donanıp dimdik doğrularak mülk âleminden tekrar asıl yurda, insanı insanın kurdu değil, insanı insanın yurdu, umudu ve ufku yapan melekût âlemine hakikat seyahate çıkılmasını sağlayan hicret ruhudur.

İşte üç aylar, melekût âleminden devşirilen güzel, gök-ekini meyvelerin tadıldığı, mülk âleminde herkese tattırıldığı, hicret ruhuyla yaşanan kutlu bir seyahattir.

YÜREK-ÜLKESİ’NE ÇIKAN YOLLAR…

Recep ayı, rahmet ayıdır: Tohum düşer toprağa Recep ayında…

İnsan, Hakka ilgi eder, sadece O’na yönelir, kendine gelir: Ve Direniş başlar böylece: Kişi, dünyanın ayartılarına, nefsinin iğvalarına direnir. Hakikat tohumu ekilir…

Şaban ayında öteki bir mertebeye geçilir: Rahmet yağar, gökten melekler ağar yeryüzüne saf saf…

Silkiniş gerçekleşir: Ağaç, meyveye durur…

Ramazan’da da müminlerin kalbini yıkar melekler; kirlerini temizler.

Diriliş, gerçeğe dönüşür: Ağaç, hoş meyveler verir…

Sonuçta, yürek-ülkesi’ne varılır: Hakikatin lezzetli meyvelerinden tadılır ve herkese tattırılır.

Üç aylar mevsimi, tastamam bir Bahar iklimi, yeniden-doğuş, kök’ten doğruluş iklimi olur.

Sözün özü: Üç aylarda bütün yollar, yürek-ülkesi’ne çıkar…

Üç ayların tekrar toparlanışımıza, yenilenerek doğruluşumuza, kardeşliğimizin, birliğimizin, dirliğimizin pekişmesine, sarsılmaz bir formda derinlerde köksalmasına vesile olmasını Cenab-ı Hak’tan niyaz eder, üç aylar mevsiminin bizi ekmek kadar su kadar muhtaçlık hissettiğimiz huzur ve sükûn, sürûr ve kurtuluş iklimine son olarak eriştirmesini, Gazze’deki kardeşlerimizin katil İsrail devletini dize getirerek kurtuluşa ermelerine vesile olmasını dilerim. Birebir formda Doğu Türkistan ve Hindistan’da da ürpertici Müslüman kıyımı, katliamı ve zulmü sürüyor. Allah cc belasını versin katil, ruhsuz, aşağılık Çin ve Hindistan idarelerinin. Üç aylar Doğu Türkistan ve Hindistan’da zulüm gören kardeşlerimizin kurtuluşuna da vesile olsun inşallah. Vesselâm.

İlgili Yazılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Web sitemizde size mümkün olan en iyi deneyimi sunmak için çerezleri kullanıyoruz. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Kabul Et